
Etrafını kara bulutlar sardığında, bir tufan koptuğunda, her şey hallaç pamuğu gibi savrulduğunda nereye kaçacaksın, nereden yol bulacaksın? İhanete uğradığında; güvendiğin insanlar, hiç beklemediğin anda beklemediğin şeyler yaptığında nereye saklanacaksın? Utanması gerekenlerin aslında onlar olduğunu unutup kendini kendinden saklamak için ne kadar çırpınıp duracaksın. Ne kadar, nereye kadar, nasıl…? Her şeyin düğümlendiği anda yapılabilecek tek şey; öylece kalakalmaktır. Beklemek, beklemek, beklemek. Sabrın sınırlarını zorlayana kadar...